Ben Kimim?

Benim hakkımda ne bilmek istiyorsun bilmiyorum ama sana biraz kendimden bahsedebilirim.

Adım Ismet, 27 Temmuz 1986’da Kıbrıs, Lefkoşa’da doğdum,
Ailemin ilk oğluyum ve benden 4 yaş küçük bir erkek kardeşim var.
Hayatımın ilk yıllarını Girne’ye bağlı Esentepe köyünde yaşadım, 90’lar kuşağının içinde büyüdüm, şekillendim.
Teknolojik gelişimin hızlanmasıyla zamanla sokak oyunları evde televizyon başında oynadığımız oyunlara dönüşmeye başladı. Şimdilerde herkesin Konsol oyunlar olarak bildiği “Atari” oyunlarıydı bunlar ve gençlik yıllarımın bir oda içinde saatlerce tek bir ekrana bakarak geçmesine sebep oldular. Pişman değilim, bu gün olduğum kişi olmamda o oynadığım oyunların da benim üzerimde çok etkisi var.


Eğitim hayatım Esentepe ilkokulu ile başladı ve Esentepe Ortaokulu sonrasında Sedat Semavi Endüstri Meslek Lisesi Bilgisayar Bölümü olarak devam etti. Eğitim hayatım boyunca değişmeyen tek şey vardı, öğretmenlerimin benim için yaptığı dönem sonu karne yorumu.
“Zeki bir çocuk ama derslerine yeterince çalışmıyor, çalışırsa çok daha başarılı olabilir.”
Başarının not ortalamalarıyla ölçüldüğü ezbere dayalı bir eğitim sisteminde saatlerce ders çalışıp ilerde işime yaramayacak bilgileri ezberlemek yerine ta o zamanlar hayattan daha fazla nasıl keyif alabilirim, başkalarının bana biçtiği kılıflarda biri değil de, kendi istediğim gibi özgür bir ruh nasıl olabilirim benim için önemli olan hep buydu.

Üniversite yıllarında başlayan, uzun süren bir ilişkinin ve 5 yıllık bir evliliğin ardından 2019 yılında eski eşimden boşandım. Evliliğimi, evlilik öncesi, süresi ve sonrası olarak üç bölüme ayırmam gerekirse her birinin bana çok farklı değerler ve dersler kattığını, dijitalleşmiş hayatımı yavaş yavaş sosyal olarak geri kazanmamda büyük bir ders olduğunu söyleyebilirim. Bazı şeyleri yaşamak gerekiyormuş artık buna inanıyorum.

Şimdilerde özgür ruhumun hayatın rüzgarlarında oradan oraya spontane bir şekilde savrulmasına izin veriyorum.
Hayatımda yeni bir dönemde, yeni insanlar tanıyarak farklı ufuklara yelkenler açıyorum.

Bu sayfanın kuruluş amacı biraz da bu aslında, tarih kitaplarında ismi geçmeyen kahramanlar olduk hep biz, ismi küçük bir bölgenin dışına çıkamayacak kadar önemsizdik dünyanın gözünde çünkü en başta biz değer vermedik kendimize.

En başta biz kabullendik direnişlerde liderin hayatını kendi hayatımızdan önde tutmayı.
Biz değer vermeseydik, kimse o kadar değerli olmazdı ne dünyada, ne de gönlümüzde.
Bazen insanların karanlığına sürüklenirsin ve kaybolursun, bazen de onlar senin karanlığında kaybolurlar.

Neden her zaman karanlık bir son olmalı bilmiyorum ama elimden geldiğince gök kuşağının renklerine tutunmaya çalışıyorum.

Bu kadarı yeterli değil mi?
Bence yeterli..

Yine de bilmek istediğin başka şeyler varsa sormaktan çekinme.
Ölmemişsem günün sonunda sana cevap vereceğime emin olabilirsin.