Dijitalizer

Sharing is caring!

Her şeyin dijital olmaya başladığı bir dünyaya doğdum, internet’in bebekliğine tanık oldum, ne kadar hızlı büyüyüp beni bile aştığına tanık oldum, 155 harfle duygularımızı anlatmaya sınırlandığımız bir dönem bile oldu, lol, wtf, gtfo gibi ingilizce kelimeler işte bu dönemin harf kazanma ihtiyacı ile doğdu. Önce sadece yazılar vardı, sonra pixel pixel resimler geldi, sevdiklerimize kendimizi göstermek veya sevdiklerimizi görmek için pixel pixel resimlere bakarak kalbimizi ısıttık soğuk odalarımızda. sesli arama geldi sonra internete ve sesli aramayla birlikte görüntülü arama.. aktarılan verilerin boyutu bitlerden byte lara megabyte lara çıkmaya başlamıştı.. 3.5megabyte lık basit 3 dakikalık bir müziği 1 saatde indiriyorduk, internetin hızının artmasına ihtiyacımız vardı ve Arzın oluşu taleblerin karşılanmasına dönüştü.. Şimdi 1 saatde indirdiğimiz 3.5megabytelık bir müziği 15 saniyede indiriyoruz..

İnternet bizi yalnız odalarımızda birbirimize dahada yakınlaştırıyor olsa da, benim gibi asosyal insanların dahada içine kapanmasına sebep oldu, gözyaşlarım akarken hep yalnızdım yanımda hiç gözlerimin yaşını silecek biri olmadı.. 
Ailem her zaman yanımdaydı ama bilirsiniz..

Bazen…

Daha özel birinin yanınızda olmasını istersiniz,

ve bazen…

O kişi yanınızda iken değerini bilmezsiniz, yada yanlış kişiye değer vermişsinizdir..

Ben uzunca bir süre doğru kişiyi sevdiğimi düşündüm,  o benim için doğru kişiydi ama ben onun için doğru kişimiydim ? kendi içimde bunun kavgasını verdim bir süre.. Bu şüpelerimi söylediği sözlerle daha da eşeledi hep, ben sevdiğim kadını duygusal olarak mutlu edemediğimi hissederken o her seferinde bunu yüzüme bir tokat gibi vurup durdu.. Sürekli benden boşanmak istediğini söylemesi, sürekli mutsuz olduğunu dile getirmesi, sürekli beni yaptıklarımın bencilce olduğuyla suçlaması zaten karmaşık olan aklımı daha da karmaşıklaştırdı..
Onu tüm kalbimle seviyordum ama…

O bunu neden hissedemiyordu ?

Belki de dijitalleşmişti kalbim..

Dijitalleşmiş kalbim ona 155 harfle onu sevdiğimi anlattığım zamanlardaki gibi neden kendini cümlelerle ifade edemiyordu.. Ona o kadar aşıktım ki hiç ayrılamayız diye düşünmüştüm hep.. Şimdiyse onu mutsuz ettiğimin düşüncesi nedeniyle onu ben terk ediyordum.. Mutsuzdu ama benimle mutsuz kalmak istediğini söylüyordu.. Bu sevdiğiniz birine yapılan büyük bir işkence gibi 🙁 Aşık olduğunuz kızın sizi sevdiği için size katlanmak zorunda olduğunu size söylenmesinden daha acı ne olabilir ?? Bu acıya katlanmasına göz yummak mı daha bencilceydi yoksa onu tüm benliğinizle sevdiğiniz için yanında kalmaya devam etmek mi?  içiniz kanaya kanaya onu terk etmek ve sizden tamamen nefret etmesini sağlamak mı doğru olan seçenekti ? yoksa yanınızda her geçen gün daha da mutsuz olacağını görmek mi? Bir daha ona sarılamadan uyuyacağınızı bile bile, onsuz dünya sizin için cehenneme döneceğini bildiğiniz halde terk edermiydiniz sevdiğinizi ? Belki siz olmadan daha da mutlu olur diye…

Ben tüm bu düşüncelerin karmaşıklığında bir seçim yaptım. daha sonra çok pişman olacağımı bildiğim bir seçim.

Eskiden verdiğim kararların iki çeşit sonucu olacağını düşünüyordum, ya iyi yada kötü bir sonuç olacaktı.. Şimdi bu seçimin sonuçlarının ikiden fazla olduğunu düşünüyorum. iyi ve kötü sonuçların yanında, iyi ama olumsuz, kötü ama olumlu sonuçlarda varmış benimki kötü bir karardı, kendim için olmasa bile onun için olumlu bir karar verdiğime düşünüyorum… O beni öleceği güne kadar affetmeyeceğini söylemiş olsa bile, bensiz bir tarafı hep mutsuz olacak olsa bile.. Biliyorum ki bensiz o artık mutlu..

Yerine kimseyi koyamayacak olsam ve bir tarafım hep bu yüzden mutsuz olacak olsa bile, sanırım bende mutlu olmanın  yolunu bulmalıyım.

Dijitalleşmiş dünyamda, dijitalleşmiş kalbimle, dijital olamayacak kadar gerçek biri tek istediğim…

Sharing is caring!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir