Sevgiye ihanet eden Tanrılar…
Tanrı inancını sorgulamak belki de her insan gibi benim için de “ben kimim, burada ne işim var” sorularını daha genç yaşlarda sormamla başladı.. Din konularına fazla girmeyi sevmiyorum ama müslümanlığa inanan bir aile ortamında, tecrübelerim, hissettiklerim, dinler hakkında okuyup araştırdıklarım ve kendi “ruhani” tecrübelerim sonucu aslında hiçbir tanrının varlığının olmadığına, henüz bilmediğimiz belki de farklı bir nedenden dolayı oluşmuş bilinçli bir yaşam sürdüğümüz veya öyle olduğunu düşündüğümüz bu evrenin yaratılmış olabileceğine inanıyorum.
Ama yanılıyorsam…
İnsanoğlunun inandığı yüzlerce tanrıdan biri bile gerçekse…
Bu tanrı veya tanrılar, onlara inanıp dualar eden koşulsuz yaratıcısını sevenlerin sevgisine ihanet ettiklerini düşünüyorum…
İnsanoğlu var olduğu günden beridir acılar içinde varoluş mücadelesini sürdürüyor, tıpkı gezegenimizdeki tüm canlı yaşam formları gibi..
Hayatta kalma isteği, ölüp sonsuza kadar yok olmaktan korkan bizleri, ölümden sonra bizi bekleyen bir şeylerin olduğunu inanma ihtiyacına itiyor..
Yanılıyorsam bile o hangi tanrıysa bene bunun cevabını borçlu, aksi taktirde karşımda bile belirse varlığını Reddediyorum.