Yine gece 3 bişeycik
Ölmedim ama yaşıyorum da sayılmaz…
Dolandım mutlu olduğum yerlerde, dans ettim hayallerle.
Manzaranın keyfini çıkardım yüzümde gülümsemeyle.
Yaşanmışlıklarım var benim unutamadığım.
Mürekkep lekesi gibi kot pantolonuma yapışıp çıkmayan.
Kalbimde yaralar var, eskilerini kapatmak için yenilerini açtığım.
Bir , iki , üç
İnsan üç kez aşık olurmuş hayatında,
Belkide bu yüzden Mario’nun da üç canı vardı.
Ne kolaydı öldükten sonra baştan başlamak,
Bu yüzden ölmedim sanırım, hayatı bol bol can kaybettiğim bir oyuna çevirdim.
Darksouls da binlerce kez ölsemde geri geldim..
Her ölüm bir deneyim benim dünyamda,
Kim demiş oyunlar gençler için zararlı diye?
Bana ölüp ölüp dirilmeyi öğretmiş işte oyunlar,
Pes etmeden baştan başlamayı öğrenmişim.
Lanet olsun bunun üstüne makale bile yazabilirim…
Herşey insanın beyninde bitmiyor mu?
Ve bazen de başlıyor. Tek ihtiyacım olan şey ” START ” düğmesine basmak.
Henüz değil,
Tuşlara o kadar sert bastım ki parmaklarım kanıyor,
O kadar hızlı harcadım ki tüm canlarımı, baştan başlamak için derin bir nefes almam gerekiyor.
Kardeşimin burada olması iyi oldu..
Başka ne iyi olabilirdi ?
Gecenin 3’üne kadar var gücüyle bağıran beynimi biraz olsun susturmak belki…
İki elim de havada teslim oldum,
yoğun düşünceleri elekten geçirip adıma açtığım bu sayfaya kusdum hepsini.
Artık bırak da uyuyayım beynim, bırak da uyuyayım geçmişim, bırak artık…
Karanlığıma sarılıp Mevsim Bahar la başlayan bu yazıyı Piyano müziği ile bitiriyorum.
Deniz Tekin’e kulak vermeliydim, belki o zaman bir vahayı deniz sanmazdım.