İzmir, İzban, Robin ve Bir Damla Mutluluk

Sharing is caring!

İzmire ilk gelişim değil ama sanırım en güzel gelişimdi bu. Uçaktan inip izban sistemini çözüp, misafir edileceğim lokasyona doğru yola çıkdım. Benim olduğum yerde aksiyon eksik olur mu? Olmaz tabi.. Günün son İzban’ı, Saat 1:00 AM , Çaprazımda oturan bir çift vardı, izbanın tamamında 3 – 4 kişi ya var ya yoktu, oldukça boştu aslında izban. Sonraki durakta bikaç kişi daha bindi, önümden geçen 65 li yaşlarda adama gözüm iki saniyeliğine takıldı ve telefonuma bakmaya devam ettim. Çaprazımda oturan çiftten erkek olan offlayip pufflamaya katil olacam fana demeye başladı, Sonraki durakta indi bindi için izban durdu ki, çiftden oğlan olan fırladı, ben ona gösteririm diye o yaşlı adamın yanına gitti seni gebertirim lan diye, Ne bakıyon oğlum deyip adama yumruk attı, adam ne olduğunu sasırdı, ben bakmadım kimseye dedi, yalan niye söylüyonlan bakdin işte gözümün içine dedi bidaha vurdu, yaslı adam özürdilerim oğlum benim kötü bir niyetim yokdu dedi, özürdiliyorsun bakmışsın işte diyerek adama saldırmaya devam edecekdi ki cevreden gelenler olaya müdahale etti ve onları ayırdı. Oğlan zaten “yeni çıkdım içerden adamı katil edeceksiniz” diye hedehödö yaparak yürüdü gitti, onu sakinleştirmeye çalışan kız arkadaşına da “siktir” çekti.

Böyle başladı İzmir maceram, sonrasında çok güzel bir şekilde karşılandım, Robin ve Sahibesi beni bekliyorlardı.

Çok güzel bir 4 Gün geçirdim İzmirde, Martıyla kahvaltı yaptık, Bostanlı da bol bol bisiklet sürdük, Robini parkta gezdirdik, başıboş bir tavuğu yakalamasını şoklar içinde izledik ve tavuğu zor kurtardık, çok hareketli bir köpek Robin, Alsancakta gezdik dolaştık, Kıbrıs şehitleri Caddesinde yürüdük, DuRock kafede Arcade bulduk !! Street Fighter oynadık, Söğüş yedik, Kumru yedik, Sabah Balıkcı Barınağında kahvaltı yaptık, orda tanıştığımız Basfi baba ile akşam Mangalda Rakı Balık yaptık. Şuan uçakta yuvama, Kıbrısa geri dönüyorum. Bu heyecanlı, mükemmele yakın izmir gezisi beni biraz yordu ama en kısa sürede tekrarını yapacağım, adaya inmeden uçakta biraz uyumak istiyorum, havada uyumak kadar keyiflisi yok.

İzmirle çok alakasız belki ama Facebook’da karşıma 3000 yıl önce yazılmış bir Likya şiiri çıktı.
Şöyle diyor;

Beni bulamazsan üzülme,
eşyalarımı bulacaksın,
kestiğim taşları, açtığım yolları,
işlediğim heykelleri bulacaksın.
Ve göreceksin ki binlerce yıl öteden,
parmak izlerimiz değecek birbirine…

Sharing is caring!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir