01.02.2025
Yeni yıla o kadar umutlu girmiştim ki, hayat böyle işte ağzınıza bir kaşık bal çalar kavanozun geri kalanını da denize fırlatır sırf o balın tadı ağzınızda kalsın ve bir daha asla hiçbir şeyden o derece keyif almayın diye.
Benim ağladığımı gören sayılı insan vardır, ağlamışsam gerçekten çaresiz kalmışımdır bir çıkış yolu bulamıyorumdur, kendimi en zayıf hissettiğim andır o an, çoğunlukla mutsuz olduğumda aşırı düşünmeye başlar birçok şeyin üstünden tek tek tekrar geçmeye başlarım, en ufak bir söz, davranış, mimik karşıdakini anlamak benim için çok önemlidir. Peki uyuduğu yatağından uyanarak “seni çok ama çok seviyorum” diyen birisinin bundan 10 saniye sonra ağlama krizine girmesini nasıl açıklayabilir veya anlayabilirim ?
Olay onun tamamen kendi içinde yaşanan bir iç çatışma değil de nedir ? Bu savaşta benim nasıl bir rolum olabilir ki? Kimseyi kendi içinde kopan fırtınalardan kurtaramazsın, kişinin bunu kendi halletmesi gerekir. bu konuda kendimde hata aramıyorum ama sanırım bazen koşulsuz aşık olarak kendime en büyük kötülüğü yapmış oluyorum. Aklımın bu konuda başıma gelmesi için bu bloğun sayfalarına daha ne kadar yazmam lazım bilmiyorum, daha ne kadar kalbimin paramparça edilmesine izin vermem lazım bilmiyorum, daha ne kadar acı çekmem lazım ? Hiç bilmiyorum.
01.02.2025 benim için özel bir tarih, beyaz bir sayfanın üstüne bıraktığım imzalı notumun daha üstünden 24 saat geçmeden kalbimin ve o sayfanın parçalandığı çok özel bir tarih.
4 gün sonra Napoli’de balkonlu bir AirBNB evinin balkonunda oturmuş hayatın tadını çıkardığımı hayal ederken, şimdi kendimi sırt çantamla başbaşa Napoli sokaklarında kendimden kaybettiğimi arayarak gezerken buluyorum.
Affet beni dünya, bazen senin istediğin gibi olamıyorum.
Kimse bilemeyecek ama bu yıldız diziliminin benim için anlamı hep çok büyük olacak.
