Bu An’a Günaydın
Anlaşılmamış duyguların penceresinden dışarıya bakarken 3 saat önce doğmuş olan güneşin günümü aydınlatmasından rahatsız bir şekilde uyandım bu gün güne. Garip, aynı gün ışığı başka önceki günlerde beni çok daha güzel uyandırmıştı. Güneş aynı güneş, Dünya aynı dünya, değişen tek şey duygularım ve ben.
Aynada kendime bakarken içimdeki şeytanları görürdüm bir zamanlar ve kendimden korkardım.
Evrenin sonsuzluğunda son bulacak bir hayata sahip olduğunun bilincinde yaşamak akıl kaarı değil, bence insanları delirten de bu düşünce, Evrenin sonsuzluğunda yok olma düşüncesi.
Bu yüzden ölümden sonra başka bir hayatın olacağına inanma ihtiyacı duyuyor insanlar.
Dünyada adalet yok mu ? Olsun kimsenin yaptığı, kimsenin yanına kalmayacak nede olsa ölümden sonra Adaleti sağlayacak bizim aklımızın bile eremediği çok daha büyük bir güç var.
Saçmalık…
Yaşadığım sürece yapabildiklerim beni ben yapan şeyler, bunun öncesi yok, sonrası yok.
Dün geçmiştir,
Yarın meçhul.
Peki ya tam şu an ?
Anı yaşamak kavramını sanırım biraz yanlış anlamışım hayatımda.
Anı yaşamak istediğin şeyi istediğin an yapmak değil sadece,
Anı yaşamak hayatının evrenin sonsuzluğunda bütün bir an olarak var olduğunu kabullenmeliyiz önce,
Bu anın var olması için Dünün var olması gerekirdi,
Ve yarının var olması için Bu Anın var olması gerekli.
Bunun ne kadar farkındayız ?
Bizi biz yapan dün ve yarın yapacaklarımızı oluşturan Bu anlar.
Hislerimi kelimelere dökemediğim anlar oluyor ya, işte bu da o anlardan biri.
Bu anda söyleyebileceğim, ifade edebileceklerim de sadece bu kadar,
Ha bir de şunu eklemek istedim Cemal Süreya’dan.
Hayat Kısa, Kuşlar uçuyor.